Merhabalar,
Bugün isleyen.net’in doğum günü… 3 yıl önce bugün, yayın hayatıma başladığımda, hep yapmayı hayal ettiğim fakat iş tempomdan vakit ayıramadığım bloğumu hayata geçirmenin keyfini yaşamıştım. Kendime ait bir blog açıp, mesleki tecrübelerimi paylaşmak, üniversite yıllarından beri aklımda olan bir hayalimdi…
Elbette ki bunu sırf laf olsun diye yapmamalıydım. “Ben blog yazarıyım” diye hava basıp, piyasa yapmak için de düşünmedim 🙂 Öyle ya! İnternet üzerinde birçok blog var, neden var olan birşeyi tekrar yapmaya gerek olsun ki? İşte bu noktada, kendime bir standart belirleme konusunda da zorluk çekmedim, kaliteli yayınlar ve paylaşımlar oluşturma konusunda her zaman yaptığım gibi titiz çalışmamın yeterli olacağını düşündüm…
Asıl hedefim şuydu :
“Benim yayınımı okuyan kişi, altına imzamı atmasam bile, bu işin benim elimden çıktığını anlayabilmeli” düşüncesi temelde olmalıydı. Kısacası amacım, bu sektöre imzamı atmak ve yayınlarımın, sanat eserlerim olmasını sağlamaktı… Hani bazı şarkıları dinlersiniz, sözleri ve melodisi o kadar tanıdıktır ki, şu şarkıcı mı yazmış bunu dersiniz ya, işte öyle 🙂
Sonuçta hepimiz aynı konuları anlatıyoruz, neden vakit harcayalım ki aynı copy/paste yayınlar için? 🙂 Bizi diğerlerinden farklı kılacak işlerin nasıl yapılacağına kafa yormak gerekliydi… Çalışmalarıma bu şekilde başladım ve hala aynı farklılık yaratma yönündeki düşünceleri savunuyorum.
Sosyal sorumluluk kapsamında, ücretsiz eğitimler vermekteydim ve bloğum üzerinden bunları da duyurmaya başlamıştım. Aslında yeni bir durum değildi benim için, zaten sosyal sorumluluk kapsamında bloğumdan önce de eğitim vermekteydim. Tabi ki bu sektör önce dalgaya aldı, egosal davranışlar sergiledi her zamanki gibi 🙂 Hatta bunların bir sosyal deney olup olmadığını bile sorgulayanlar olmuştu. Ama hiçbirini umursamadım tabi ki, her zaman bir duruşum oldu ve gayet net şekilde kendimi ifade ettim. İşlerine gelmeyenler buna agresiflik dedi, çünkü sanırım kendilerine alkış tutulmasından hoşlanıyorlardı ve bunu yapmayanlar, onların gözünde agresif oluyordu ve damgayı yiyordu 🙂 Kendi hallerine bırakarak, bununla avunmalarına yardımcı olmayı tercih ettim elbette ki…
Bu arada ücretsiz eğitim demişken, bir noktaya daha değinmeden geçemeyeceğim. 3 yıl önce pandemi yoktu. Herşey güllük gülistanlıktı tabi. Parasız, kimse kimseye günahını bile vermiyor, öyle zamanlardı, hatırlarsınız 🙂 O zamanlar ego yapıp alaya alan birçok kesim, şimdi ücretsiz eğitim verip, reklamın ve isimlerini taze tutmanın derdinde nedense… 🙂 Ne oldu? Değişen neydi? Siz yaparken muazzam birşey iken başkaları yaptığında, o yıllarda neden çarmıha germeye çalışılıyordu? Bir anda iyilik meleği kesilmenize sebep olan şey pandemi miydi? Birileri, birşeyleri iyi yapmaya çalıştığında bu şekilde mi yıldırıyordunuz? O zaman güven eksiği var demek ki…
İşte bu hareketleri gördükçe, bu sektörle daha da dalga geçesim geliyor 🙂 Kendimle de dalga geçebiliyorum sorun yok. Hatta kendimle dalga geçerek, egosu yüksek kişilerin yapabileceği en kötü şeyi bile ellerinden almış oluyorum… Herkese de bunu tavsiye ediyorum, sizin kendinizle dalga geçebildiğinizi gördüklerinde yanaşamıyorlar pek fazla 😀 😀
Sonuç olarak, geriye dönüp baktığımda, başarılı olduğumu görüyorum. Bunu tamamen gözlemlerime ve ölçümlerime dayanarak söyleyebiliyorum. Bugün, aylık ortalama 11 Bin ziyaretçisi olan, bugün itibarıyla 320 adet teknik makale bulunan, hem yeni başlayan bilişim profesyonellerinin, hem de eski olan-ama blogdan faydalandığını dillendirmek bile istemeyen (!) birçok bilişim uzmanının faydalandığı bir bloğa dönüştüğünü, hatta ve hatta “kıytırık eğitimlerim” sonrasında verdiğim katılım belgelerinin bile renklerinin değiştirilip taklit edildiğini gözlemlediğimi söyleyebiliyorum…
Hatta belki de adı bilinen firmalardan, sizlere danışmanlık veren uzmanların, web browser’larını açtıklarında, bloğumun ana sayfa haline getirildiğini de görebilirsiniz… (Öğrencilerimden bizzat aldığım geri bildirimdir) Yani sadece eğitim vererek değil, yayınlarımla da birilerinin birşeyler öğrenmesine katkı sağlıyorum… Bu arada, 3 yıl önce kitap yazmaya başladığımı da paylaşmıştım, bunları da bitirdim tabi ki 🙂 Ama bu sektörde bazı şeyleri protesto ettiğim için yayına vermediğimi de eklemek istiyorum… (Kitap yazıp, şekil yapma ihtiyacı olanlar varsa kendilerine iletebilirim…)
Eğitimlerimde, yüzlerce meslekdaşıma sadece mesleki tecrübelerimi değil, hayat tecrübelerimi de aktararak fayda sağlamaya çalışıyorum. Birçoğuna mentor’luk da yaparak, hem maddi kazanımlarını arttırmalarına destek hem de kariyer yolculuklarında “title” yükseltmesine katkı sağlamak, gerçekten gurur verici.
Eklemekte fayda var, “Onlar” da benim sanat eserlerim ve gurur duyuyorum kendileriyle 😉
İşte bu 3 yıl, sabır-emek ve hep daha iyisini aramakla geçti. Yaptıklarımızı değerli kılan da zaten bunlar değil mi?
Bu vesileyle, bloğuma destek olan tüm takipçilere teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Nice 3 yıllara diyeyim…
Daha da iyi işlerde, birgün isleyen’de buluşabilmek dileğiyle…
Yusuf İşleyen